22 Şubat 2013 Cuma

HIZINI ALAMAYAN ADAY, RAKİBİNE SALDIRDI!

Son dönemde yine birçok kurum toplu alımlar yapıyor. Daha doğrusu yapmaya çalışıyor. Dışarıda çizdiği imajdan ötürü (bu imaj meselesine daha sonra yer vereceğim), hesaplarıma göre ortalama 5000 kadar adaydan başvuru alıyorlar. Önce belirli merkezlerde yazılı sınavlar gerçekleştiriyorlar ki bunlar genel yetenek ve kişilik envanterlerinden oluşuyor. Buradaki sonuçlara göre çeşitli ayrımlara gidiliyor, belirlenen yüzdelik dilimdeki adaylar ikinci aşamaya davet ediliyor. Ne oluyorsa bundan sonra oluyor zaten :)

Grup mülakatları... Adaya verilen mesaj şu: Biz bu kurumun yöneticileri, size tartışmanız için bir konu verecek, liderlik kabiliyetinize, kıvrak zekanıza, kendinizi ifade etme şeklinize, stres altında nasıl tepki verdiğinize, hem grubu hem konuyu kontrol edebilme ve yönlendirebilme becerinize bakacağız. Fakat maalesef verilen mesajdan her adayın anladığı aynı şey değil :) Öyle ki; durum mülakat odalarından taşmış, forumlarda tüm hararetiyle sürmekte.

Foruma göz gezdirirken rastladığım tartışmalardan birini paylaşmak istedim. Konuyu hatırlamıyorum şimdi, yine bir konu verilmiş, grup ikiye ayrılarak görüşlerini savunmaları istenmiş. Karşılıklı iki gruptan adayların tartışmasını okuyunca, önce şaşırdım, sonra güldüm, sonradan sonraya bu insanlarla uğraşan İK çalışanları için bir hayli üzüldüm. Sonuçta makul yanıtlarla, belli bir çizgide oldukları izlenimini vererek, yüzdelik dilime giriyorlar ve İK da davet ediyor. Her gün tahmini ortalama 50 aday görüyorlar, zihnen de oldukça yorucu bir süreç... Bir de işin içine grup mülakatlarını meydan savaşı sanan adaylar girince...

Uzatmayayım; adaylardan biri durum değerlendirmesi paylaşımlarında tarih saat ve konu belirterek bulunduğu grubu açıkladıktan sonra, karşı gruptaki adayın savını ve üslubunu eleştiriyor. Karşı taraftan yanıt gecikmiyor. Sonunda hızını alamayan bu iki adayımız inanamayacağınız üsluplarla kavgaya tutuşuyor. "Benim söylediğim doğru, sen anlamazsın. Biraz daha çalış gel tatlım, büyümen lazım." gibi, okurken istem dışı bir kahkaha patlattığım, sonradan "ağlanacak halimize gülüyoruz" dediğim manzaralar...

Durum bu magazinsel boyuttan çok daha derin, çok daha vahim... Ne kadar çok sayıda insan umut bağlıyor, ne kadar farklı beklentiler geliştiriyor. Peki bütün bunlara değiyor mu? Uğruna adayların adeta savaştığı kurumlar, gerçekte de dışarıdan göründüğü gibi mi? Bir sonraki yazımda...

4 yorum:

  1. HAYIR HİÇTE DEĞMEZ BU KURUMLARA. BENCE ADETA BU İŞE ALIM SÜREÇLERİNİ RESMEN BİR İNSAN SİRKİNE DÖNÜŞTÜRDÜKLERİNİ DÜŞÜNÜYORUM.

    AYŞE ARI

    YanıtlaSil
  2. Kendini kaptıran adayların yaşlarını merak ettim birden Bürke Hanım ??

    Gülçin KAZAK

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gülçin Hanım sosyal mecralarda rastladığım tartışmalar olması nedeniyle yaş hususunda net bir bilgim yok. Fakat ilgili iş ilanına baktığımda, genelde bu tür ilanlarda 26-28 yaşını geçmemiş adayların başvurabileceği belirtiliyor. Üniversite mezunu olması da zorunlu bir kriter olarak belirtiliyor. Bu doğrultuda bakınca 22-28 yaş aralığı diyebiliriz :)

      Sil
  3. Sabırsız, hırslı bir genç olma ihtimali yüksek yani :)
    Gülçin KAZAK

    YanıtlaSil