30 Ocak 2014 Perşembe

EYVAH BATIYORUZ !

Uzun süredir çalışma düzenimin yoğunluğu ve yorgunluğu nedeniyle yazı yazmaya fırsat bulamıyordum. Geçirdiğim küçük operasyon nedeniyle istirahatte olduğum şu iki-üç gün bu açığı kapatmaya çalışacağım:) Konular birikti, ben de şu günlerde iflas haberleri gündemde sıkça yer alınca , şirketlerin iflas sürecinde ekonomik nedenlerin dışındaki noktaları kaleme almaya çalıştım:

Maaşlar bir kaç aydır gecikmeli olarak yatıyor. Bazı aylar geç yattığı yetmezmiş gibi bir de parça parça yatıyor. Üst yönetim gergin, tahammülsüz. Panik halinde sürekli bir şeyler istiyor. Hep suçlayacak birilerini arıyor. Her gün birine çatıyor. Kriz çoktan kapıdan içeri girmiş ama onlar durumu yeni fark ediyor. Kriz ve belki de iflasa giden yolda patronların yaptığı hatalardan beşine bakalım:

Tek adam sendromu: Tüm çalışmaların tek hakimidir. Kurumsallığı ve profesyonel bir organizasyonu reddeder. Kendini yedeklemez. "Benim olmadığım bir durumda soruna kim müdahale eder, krizi kim sönümlendirir?"i hesap etmez. Birçok konuyu kendinden sonraki yetkili ile paylaşmaz. O tek adam gider, çıktığı kapıdan krizin ilk işaretleri girer.

Düzenli bir takip olmaması nedeniyle zamanında müdahale edememe: Hazırlanan raporları dikkate almaz hatta çoğunlukla okumaz. Yapılan olağanüstü toplantı çağrılarını reddetmek için hep bir bahaneleri vardır. Katıldığında büyük ihtimalle müdahale için geç kalınmıştır. Kimseyi konuşturmaz, panik içinde sorunları sıralar, geçici ve yanıltıcı "çözüm"ler için etrafa talimatlar savurur.

Açgözlülük ve tatminsizlik: Gerçeklikten uzaktır. Mevcut durumu asla tam olarak göremez. Hep en fazlasını ister. Tamamen kaybetmektense, makul fedakarlıklarla bir kısmını kazanma/ elde tutma fikrini her defasında reddeder. Ona göre daldaki 3 kuş, her zaman elindekinden önemlidir.

Sabırsızlıktan doğan plansızlık: Genellikle gelişmiş bir öngörü becerileri yoktur. Sorunu son dakikada kabullendiklerinden, hedef için sabırsızdırlar; planlanan süreci umursamaz hatta gereksiz görürler. Zemin oluşturmadan atılan aceleci adımlar başarıya ulaşmaz. Kaybedilen enerji, çalışanda motivasyon kaybına neden olur. Patrona olan güven ve işe olan inanç kaybedilir.

Her şeyi ben bilirim, en iyi ben bilirim inadı: Önce bir ekip kurar, sonra hepsini çöpe atar. Her birine vasıfsız birer eleman muamelesi yapar. İşi, bilene bırakmaz. Karar alması, süreci yönlendirmesi için görevlendirdiği çalışanlara ısrarla doğru sandığı yanlışları yaptırır. Oysa öğrenmesi gereken bir süreç ve işin içindeki insanların paylaşacakları endişe ve önerileri vardır.

Böyle patronlar kaçınılmaz sonu hak ediyorlar da, maalesef olan tüm çalışanlara oluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder