25 Ocak 2013 Cuma

BIRAKMAK, PES ETMEK DEĞİLDİR

İnsanı tedirgin ediyor değil mi? Düzen değişikliği, bilinmezlik, onca yıl çalıştığı pozisyondan ayrılmak... Peki ya başarısız olmak? Başarısız olma düşüncesi, bırakıp gitmekten daha tatsız değil mi? Öyle durumlar var ki; bu ikisinin arasında kalıyorsunuz. Ya bırakacaksınız, ya da koltuğunuzla beraber hem siz kaybedeceksiniz, hem de beraberinizdekiler. İşte öyle zamanlarda bırakıp gitmek en iyisi. Çünkü;

1. Yenilenmenin yolu, bazı alışkanlıkları bırakmaktan geçiyor. 
Hızla değişen ve yenilenen dinamikleriyle iş dünyası, yeni düzende bu değişime ayak uydurabilen şirketlere yer ayırıyor. Tüm kurumlar yeniliğe ayak uydururken, eski yönetim anlayışına sıkı sıkıya bağlı olanlar ise önce sistemin dışında kalıp yerinde sayıyor, daha sonra da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.


2. Kendinize, daha iyi pozisyonlar için fırsat tanımış olursunuz. 

Belki bulunduğunuz konumdan çok memnun olduğunuzdan, belki de memnun olmamanıza rağmen alışkanlıklarınız ya da belirsizliğin yarattığı endişe yüzünden, çalıştığınız pozisyonu ya da üzerinde çalıştığınız bir projeyi bırakmıyorsunuz. Peki ya bugün bulunduğunuz yerden daha iyileri varsa? Ya siz yıllardır aynı pozisyonda çalışırken, dışarıda yükselebileceğiniz ve daha mutlu olabileceğiniz farklı iş imkanlarını kaçırıyorsanız? Bulunduğunuz konumdan memnun olanlar için -tabi kurum da sizden memnunsa- bu konu pek de önem taşımayabilir. Fakat, özellikle durumundan memnun olmayan, her gün ayakları geri geri giden, ya da yıllardır aynı şeyleri yapmaktan sıkılan çalışanların durup düşünmesinde fayda var. Daha iyisini elde edebilmek için bazen eldekini bırakmak, özellikle "doğru" zamanda bırakmak gerek ki, körelmeden kendiniz için daha iyi noktalara ulaşın.

3. Sizden sonrakilere olanak sağlamış olursunuz.
Genç yetenekler, şirketlerin yeniliklere daha kolay ayak uydurması ve değişen düzende yerini almasında önemli bir parçayı oluşturuyor. Orada kıdemli olduğu için her projeye talip olan ve hatta bunları üstlenen kişiler, tecrübeleriyle kuruma katkı sağlamak ve yeni çalışanları tecrübelerinden yararlandırmak yerine, altındakileri bir kenara atarak onların dinamizminden yararlanmıyor, her işi kendileri yapmaya çalıştıkları için yapılan işlerin verimliliği düşüyor. Şirketin kaynaklarını, özellikle de insan kaynağını etkin yönetebilmenin bir örneği olarak, doğru iş bölümü ve paylaşımların yapılması, iç müşterinin de memnuniyetini ve devamlılığını sağlar. Bırakın, bazı işleri başkaları yapsın. İhtiyaç duyduklarında tecrübelerinizi onlarla paylaşın. Yükünüzü hafifletin ki, yeni ve daha üst düzey sorumluluklara yer açılsın.

Bırakmak, vazgeçmek ya da pes etmek demek değildir. Doğru zamanda, doğru yerde bıraktığınız her iş, sizin birer başarınız olacak ve yeni başarılarınız için temel oluşturacak!...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder